Kredi Yakıtlı Ekonominin İyileşmesi, Türkiye İçin Sorun Yaratıyor

Türkiye 2018 lira krizine yol açan hataları tekrarlıyor ve para birimi için başka bir serbest düşüş çok uzak olmayabilir.

TL’nin değerinin düştüğü ve borçlanma maliyetlerinin yükseldiği 2018 ekonomik krizinden bu yana, 2019’un ilk üç ayında Türkiye ekonomisi, üç çeyrek süren bir durgunluktan yüzde 1’in üzerinde üç aylık büyümeye geri dönerek mucizevi bir ‘V-şekilli’ ekonomik iyileşme sağladı.

Bu hızlı geri dönüş, tüketim ve inşaat patlamasını yeniden canlandırmak için kullanılan çok miktarda ucuz kredi üzerine inşa edilmişti. Bu ‘üçlü C’ ekonomisi, steroid enjekte edilmiş mütevazi bir profesyonel sprinter gibi hızlı bir büyüme hamlesi yarattı.

Ancak bu durum, para birimini savunmasız hale getirdi. TL, 2019’un başından bu yana ABD dolarına karşı yüzde 11 değer kaybetti ve 7 Şubat’ta ABD doları karşısında 6 lira oranını geçti. Ve ufukta başka uyarı işaretleri var.

Kredi Bolluğu

İstatistikler, Türkiye’de iç kredinin 2019 boyunca ortalama yüzde 13 civarında büyüdüğünü ortaya koyuyor. Kredi büyümesi elan devam ediyor. İpotek destekli konut satışları sadece geçen Aralık ayında yüzde 600’lük rekor bir artış kaydetti ve 2019 bütçe açığı yüksek hükümet harcamaları nedeni ile yüzde 70 oranında arttı.

Türkiye merkez bankası, faiz oranlarını agresif bir şekilde enflasyonun altına düşürerek bu kredi genişlemesini körükledi. Ve bu yılın başından beri, getirilerini düşürmek için takriben geçen yılki toplam alımların yaklaşık üçte birine eşit lira cinsinden tahvillerin alımı gerçekleştirildi.

Aynı şekilde, devlet ve özel bankalar aracılığıyla borç vermeyi artırmak, zorunlu karşılıklara- bankaların merkez bankasında tutması gereken para – bağlandı. “Gerçek” kredi büyümesi (enflasyon dahil) yüzde 5 ile 15 arasında olan bankalar, çoğu lira mevduatlarında yüzde 2 oranında zorunlu karşılık oranına sahip olmanın keyfini çıkardılar.

Kümülatif olarak tahvil alımları (etkin bir şekilde niceliksel gevşeme) ve zorunlu karşılık yönetim politikaları, kredi verme koşullarının hafifletilmesine katkıda bulundu.

Ticari bankalar, tüketimi tasarruftan daha fazla teşvik etmek için lira hesaplarındaki mevduat faiz oranlarını enflasyonun altına indirdi.

Düşük borç verme oranları ve ipotek, kredi kartı kredileri, taşıt kiralama işlemleri ve genel işletme kredileri aracılığıyla ekonomiye destek aktı.

Bütün bunlar, 2017 ve 2018 yıllarında olduğu gibi ‘teşvik’in, hükümetin ekonomik yaklaşımının ön saflarında yer aldığını gösteriyor. Büyümeyi tüketimden üretkenliğe doğru yeniden yönlendirmek için yapısal değişimin uygulandığı görünmüyor.

Ayrıca, yönetişim yine bir ana mesele olmaktadır. Politika yapımının neredeyse Cumhurbaşkanı’nın tekelinde olması, tüm iç ve dış politikaları onun yönlendirdiği anlamına geliyor. Cumhurbaşkanı’nın faiz oranlarındaki düşüş hızını artırma arzusunu paylaşmadığı için Temmuz ayında önceki merkez bankası başkanı Murat Çetinkaya görevden alınmıştı.

Yeni Zorluklar

Benzerliklere rağmen, beklenen gelecekteki finansal türbülans, dört önemli açıdan 2018 selefinden önemli ölçüde farklı olacaktır.

Birincisi, yabancı yatırımcılar sadece marjinal olarak yer alacaktır. Türkiye, lira swap düzenlemelerini kısıtlayarak 2018’den beri yabancı yatırımcılara lira cinsinden varlıkları kapatmıştır. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, lira cinsinden varlıkları tutan yerleşik olmayanların oranı, 2018’de yüzde 20 iken bugün yüzde 10’un altına düşmüştür.

İkinci olarak, Türk hükümeti kısa süre önce 191 milyar dolarlık kısa vadeli dış borç yükümlülükleri ışığında döviz talebini azaltmak için ticari işlemlerin çoğunu ABD doları veya euro yerine lira ile sınırlandırarak dolaylı iç sermaye kontrollerini uygulamaya koymuştur.

Üçüncüsü, Türk devlet bankaları, TL oynaklığını yumuşatmak için düzenli olarak döviz piyasasına müdahale etmektedirler. Sonucunda, ‘yüzer döviz’den ‘yönetilen döviz’e geçilmektedir. Devlet bankaları, son iki yılda lirayı desteklemek için nafile bir çaba içerisinde 37 milyar doların üzerinde harcama yaptılar. Ancak, döviz piyasalarına bu düzeyde müdahalenin sürdürülemeyeceği açıktır.

Dördüncüsü, Türk devleti, varlık fiyatlarını yükseltmek için Türk borsa ve tahvil piyasalarına çok daha müdahaleci davranıyor. Hükümet tarafından kontrol edilen yerel fonlar ve devlet bankaları, toparlanmayı sağlamak veya düşen hisseleri tersine çevirmek için İstanbul Borsası’na devlet borcu ile katılmaktadırlar.

Tüm bu tedbirlerin çalışan tek bir fikri var: yabancı yatırımcıları hariç tuttuğunuzda hiçbir kriz tekrarlamaz. Ancak, kredi patlaması er ya da geç bir düşüşe geçtiğinde, Türkler muhtemelen lira dönüşümlerini ABD dolarına yükseltecekler; Tüm Türk banka mevduatlarının yüzde 51’i zaten dolar cinsindendir ve bu rakam hala yükselmektedir.

Türkiye’nin sınırlı dış rezervleri yurt içi dolar talebini karşılayamazsa, hükümetin kapsamlı sermaye kontrolleri uygulaması ve Türkiye’nin siyasi istikrarı ve ekonomik iklimi üzerinde ciddi yansımaları olabilecek liranın değerinde mevcut seviyesinden iki basamaklı değer düşüşüne izin vermesi muhtemeldir.

Bu senaryodan kaçınmak için, mali ve parasal sağduyunun yeniden sağlanması, özel sektörü tehdit eden dış borç ile başa çıkılması ve küresel finans piyasalarının ve Türklerin güvenini kazanmak için verimliliği artıran ekonomik ve kurumsal reformlara odaklanılması gerekmektedir.

KAYNAK:

Fadi Hakura, 17 Şubat 2020, Consulting Fellow, Europe Programme

Fadi Hakura, Chatham House’daki Türkiye Projesini yönetiyor. Daha önce Avrupa Komisyonu’nda doktorluk stajı yaptı ve Dünya Bankası’nın Brüksel’deki ofisinde çalıştı. Al-Jazeera, BBC, Bloomberg, CNBC, CNN, the Daily Telegraph, Financial Times, Guardian and Reuters gibi birçok uluslararası medya kuruluşuna Türkiye hakkında röportajlar veriyor,

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: