SİYASET ve EĞİTİM

Bakanların ve diğer politik şahısların “yukarıdan aşağıya kurcalama ve müdahale etmeleri” yerine, okullar için daha fazla yerel özerklik sağlanmalıdır.

“Ne yazık ki, eğitim sistemi şimdi ağır siyasi etki altında ve sistemin zararına değişikliklere devam ediliyor.” Bu, Malezya’dan öğretim görevlisi Abdul Rashid Hanafi’nin gözlemi, ve devam ediyor:

“Eğitim yönetiminde; yüce idealler, uzak görüşlülük, süreklilik ve politik istikrar önemlidir. Kamu eğitimine bu nitelikleri getirmek, bakanlığın baş sorumluluğundadır.

Bazıları, bakanların politik tayin figürleri olduğunu iddia edebilir, dolayısıyla onlar değişebilirler. Ama bürokrasi, eğitim uzmanları tarafından tarafsızlık ve teknik uzmanlıkları ile sıkıca kontrol edildiği sürece – sırf yöneticiler veya teknokratlar tarafından değil -, eğitim yönetimi sorunsuz işleyecektir.

Eğitim yöneticilerinin çalışmaları, ülkenin geleceğine geniş açı ile bakabilen bir yönetici tarafından yönlendirilmelidir.

Ancak mevcut parlamenter sistemi altında, eğitim yöneticileri, iktidar partisinin üyeleri veya partiye yakın olanlar arasından seçilir. Sonuç olarak, eğitim sistemi ve politikaları ağır bir siyasi etki altında kalır ve sistemin zararına değişimler devam eder.

Siyasi düşünceler genellikle, kısa ve uzun vadeli ulusal çıkarlardan daha fazla öncelik alırlar. Eğer biz gelişmiş ülkeleri yakalamak istiyorsak, eğitimin politik etkilerden arınmış olması gerekir.

Eğitim sisteminde reform, uzun yıllardır kökleşmiş sıkı kontrol geleneğinden ve sınırsız politik etkiden kurtulma lehine bir uzlaşma sağlamadan önce, dikkatli araştırma, kamu tartışmaları ve anayasa revizyonu da gerektirebilir.”

                                                           ***

Politik yöneticiler, şantiyeleri işletmek kadar eğitim kurumlarının işletilmesinde başarılı değildirler ve artık eğitim sistemi de bu gerçeği yansıtmaktadır.

Kurumsal modellerin önde gelen kusuru, genellikle popüler kültürde de belirtildiği gibi, bürokrasinin zihin-uyuşturucu etkisidir.

Eğitim Reform Hareketi içerisindeki özel veya kamu okullar ile ilgili güncel iddialar ki onların kökleri on dokuzuncu yüzyıla dayanır, evrensel kamu eğitimini zayıflatan bürokrasiyi ortadan kaldırmak olabilir. “Başarılı öğretim ve iyi okul kültürleri için bir formül yok”, yasal reformcu Philip K. Howard böyle savunuyor ve ilave ediyor, “ama onların gerekli bir koşulu var: öğretmenler ve müdürlerin sezgilerine göre çekinmeden hareket edebilmeleri gerekir.”

Bununla beraber, bürokrasi bir soyut terim olarak kalır ve yaygın bir hedef olmanın ötesinde hizmet verebilir. Bürokrasi kısmen başarısızdır çünkü uzmanlık yerine liderliği en başta gelen kalite olarak onurlandırır, öncelikle sorunların belirlenmesi ve açıklığa kavuşturulması olmadan ideolojik çözümlere saplanır, farklı sonuçlar bekliyorken aynı reformları tekrar tekrar yineler.

Hükümet politikası ve uygulamaları olarak, bürokrasi elbette kaçınılmazdır. Ama yapısı ve hiyerarşisi ihtiyacı içerisinde ana kusuru, siyasetin liderlik özelliklerini uzmanlığa tercih eder olmasıdır. Hiç bir politikacı muhtemelen bir liderin ele alacağı pek çok sahanın tümü için gerekli uzmanlık ve deneyime sahip değildir. Ancak, son yıllardaki eğitimin “hesap verebilirlik çağı” süresinde, eğitimle ilgili olarak rolleri önemli ölçüde artmıştır

Bu gelişmede bir diğer hata, okul yönetim kurulu başkanlarına ve üyelerine, politikacıların erişimi olmuştur: eğitim ile ilgili hiçbir veya çok az deneyim ve uzmanlığı olan kişiler eğitim politikalarının şekillendirilmesi ve uygulanmasından sorumlu lider pozisyonlarına ulaşmaktadır.

Uzman olmayan siyasi liderler kendi kişisel kült etkinliği niyetine inanır ve ona göre hareket ederler. Kaba bireycilik olarak kültürel inancı tetikleyerek, kendi eylemleri ile “Diğerlerinin yapmadıklarını ben yaparım” derler.

Evrensel kamu eğitiminin, eğitim ve hükümet arasında yeni bir duvara ihtiyacı var. Finansman üzerindeki güç ve geniş performans kriterleri siyasi liderlerin yetkisinde kalabilir. Ama pürüzlü işlevsel detaylar, okullarında ve sınıflarında bu hedeflere ulaşmak için en uygun kişilere, eğitimcilere bırakılmalıdır. Eğitim, bir inşaat mühendisliği projesinden daha farklı bir muamele görmemelidir: hükümet finansmanı temin eder ve inşaat fonksiyonu hedefini belirler ve daha sonra uzman inşaatçılar ve mühendisler, çoğu seçilmiş görevlide mevcut olmayan tecrübe ve eğitim zenginliğini kullanarak ayrıntıları doldururlar.

Bu duvara bir kere sahip olduğumuzda, eğitim reformu ihtiyaçları; eğitim hedeflerinin özgür insanlar için ne olması gerektiğini, bütün çocuklar için eğitim çıktılarını geliştirmeyi nelerin engellediğin, o sistemi kucaklayan ve destekleyen bir kültürün nasıl teşvik edileceğini, yaşamış, dikkatlice düşünmüş ve tecrübe etmiş eğitimciler ve araştırmacılar tarafından yürütülecektir.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: