Gelişmekte olan ülkelerin Ekonomik Plan ihtiyacı

Bir planla ilgili ana nokta, GSMH’nin makro toplamlarının dikkatli bir şekilde hesaplanmasını içermesidir: tasarruf ve yatırım dengesi, kaynakların kamu ve özel sektör arasında, bir bölge ile diğeri arasında, tarım, sanayi ve diğer sektörler arasında, kırsal ve kentsel alanlar arasında uygun şekilde dağıtılmasıdır.

Ekonomik Planlama nedir?

Ekonomik yaşamın temel amacı, sınırsız olan insan isteklerini tatmin etmektir. Herhangi bir modern toplumun tüm ekonomik faaliyetleri, sınırlı (kıt) kaynaklarla insan ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir.

Kaynakların sınırlı olması, toplumu seçim ve paylaşım yapmaya zorlar. Ekonomik kaynaklar, alternatif kullanım taleplerine göre azdır. Birincil ekonomik sorun, kıt kaynakların insan isteklerinde maksimum tatmin sağlayacak şekilde tahsis edilmesidir. Bu nedenle, önceden belirlenmiş bir sonuca ulaşmanın kıt yolları arasında seçim yapılması ve ekonomik kaynakların, dikkatlice düşünülerek  rasyonel ayarlanması gerekir.

Kısaca, ekonomik planlama, bazı temel hedeflerin gerçekleştirilmesine yönelik ülkenin mevcut kaynaklarının verimli kullanılması için devlet tarafından başlatılan bilinçli ve dikkatlice düşünülmüş bir süreçtir- belirli bir makam tarafından bir ülkenin mevcut ve potansiyel kaynaklarının kapsamlı bir araştırması ve insanların ihtiyaçlarının dikkatli bir şekilde incelenmesi temelinde.

Mevcut kaynaklar ve insanların ihtiyaçları esas alınarak, merkezi planlama otoritesi tarafından önceden belirli bir süre için kalkınma planları hazırlanır. Daha sonra ülkenin ekonomik faaliyetleri planların uygulanmasına yönlendirilir.

Aşağıdakiler, iyi bir planın temel unsurlarından bazılarıdır:

  • Bir ekonomik plan, insan gücü ve yerel kaynakların mevcut ve gelecekteki mevcudiyetinin dikkatli bir envanterine ve ülkenin başlangıç kaynaklarına dayanır,
  • Planın son tarihi için, uygulanabilir hedefler belirler.
  • Yurt dışından ithal edilebilecek (kredi veya başka yolla) ve yerli yatırım mekanizması ile başlangıç kaynaklarından yurtiçinde üretilebilecek ara ekonomik kaynakları dikkate alarak, başlangıç kaynaklarından son (dönem sonu) hedeflere ulaşılmasını sağlayacak uygulanabilir politikaları belirler.

Ekonomik planlamanın bazı temel özellikleri vardır:

(a) Planları hazırlamak ve bunların uygulanmasına yönelik araçları önermek için merkezi bir planlama otoritesi olmalıdır.

(b) Planın çerçevesini oluşturmadan önce, planlama otoritesi mevcut kaynaklar (hem mevcut hem de potansiyel) ve ülkenin temel ihtiyaçları hakkında doğru bir araştırma yapmalıdır.

(c) Bir ekonomik planın bazı kesin amaçları ve hedefleri olmalıdır.

(d) Plan, tarımsal, endüstriyel vb. gibi farklı üretim hatları için bir dizi hedef belirlemelidir.

(e) Önerilen harcamayı farklı geliştirme gruplarına uygun bir şekilde tahsis etmelidir.

(f) Bir ekonomik plan, genellikle 5 yıllık belirli bir zaman sınırına sahip olmalıdır.

(g) Farklı sektörlerin üretim hedefleri arasında karşılıklı tutarlılık olmalıdır.

GENEL

Ekonomik Plan İhtiyacı

• Serbest piyasa ekonomisinde istikrarlı bir ekonomik gelişme sağlamak.

• İnsanlar arasındaki işsizliği, yoksulluğu ve eşitsizlikleri ortadan kaldırmak.

• Bankacılık, elektrik, su, ulaşım ve iletişim gibi altyapı olanaklarını sağlamak.

• Kaynakları mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlar arasında uygun şekilde tahsis etmek şeklinde özetlenebilir

Kalkınma planı, ekonomik kalkınmayı dört ana yoldan teşvik etmeye çalışır:

(1) ekonominin mevcut durumunu değerlendirerek ve bununla ilgili bilgi sağlayarak;

(2) genel yatırım oranını artırarak;  

(3) Ekonominin önemli sektörlerinde üretimdeki darboğazları kırmak için tasarlanmış özel yatırım türleri gerçekleştirerek; ve  

(4) ekonominin farklı bölümleri arasındaki koordinasyonu geliştirmeye çalışarak.                                   

Bunlardan birinci ve dördüncüsü, ekonomik planlamanın belki de en önemli ve en az anlaşılan işlevidir. Planlamanın diğer iki işlevi, yeterli ve güvenilir bilgi olmadan verimli bir şekilde yürütülemez veya farklı devlet daireleri ve kamu sektörü ve özel sektör içindeki kurumlar arasında etkili bir ekonomik koordinasyon olmadan gerçekleştirilemez.

Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda, ekonomi hakkında bilgi azdır ve planlama, ekonominin işleyişinin daha iyi anlaşılmasını sağlamak için gerekli verileri elde etmek ve analiz etmek için imkan sağlar. Koordinasyonu iyileştirmek için, hükümetin ekonomik niyet ve faaliyetlerinin gelecekteki seyrinin bilinmesi, güvenilir ekonomik bilgilerin yayılmasını gerektirir, böylece hem kamu hem de özel sektördeki ilgili kişiler, hükümetin planı doğrultusunda kendi uygun planlarını yapabilirler. Aslında bu, kalkınma planlarını yayınlamanın ana nedeni olarak kabul edilebilir,

ULUSAL PLANLAMANIN HEDEFLERİ

Herhangi bir ulusal ekonomi, örneğin ağır sanayi, mal imalatı, gıda üretimi, hizmet temini, turizm vb. gibi genel olarak sınıflandırılan sektörlerden oluşur. Hepsi, bir şekilde değer (zenginlik) üretir ve bunu gerçekleştirmek için, ihtiyaç duyduğu kaynakların rekabetini yapar.

Ulusal Ekonomik Kalkınma Planı, iyi tanımlanmış ulusal ihtiyaçlara yanıt olarak tüm bu sektörlerle ilgili olarak ülkenin hedeflerini ve önceliklerini analiz eden bir çalışmadır. Burada, münferit sektörlerin rolü bağlam içinde görüntülenir ve gerekçelendirilir.

İyi araştırılmış ve gerekçeli bu politika belgesi, kıt kaynakların tahsisinde bir ülke için büyük değer taşır. Projelerin kapsamını ve zaman çizelgesini mevcut kaynaklar ve tahakkuk edecek faydalarla ilişkilendirir. Gerçekçi ve ulaşılabilir kararların alınmasını sağlar.

Özel sektör, güvenli ve karlı bir şekilde yatırım yapabileceği istikrarlı ve düzgün bir ortam arar. Ulusal bir plan, olumlu kararlar vermeleri için gerekli kanıtları sağlar.

Gelişmekte olan ülkelerde ulusal bir plan, uluslararası kalkınma bankalarının ve donör kuruluşların, faydaları net bir şekilde anlayarak seçilmiş ulusal projelere kredi verme veya teknik yardım sağlama ihtiyacını da karşılar ve hükümetin kendi içten taahhüdünü güvence altına alır. Onlar olmadan bir projenin çok az anlamı veya amacı vardır. Ulusal plan, bu farklı kuruluşların kendi programlarını koordine ederek savurgan örtüşmelerden ve rekabetten kaçınmalarına da olanak tanır.

Son olarak, ülkesinin refahını güvence altına almak için temelde ne yapılması gerektiğini gören hükümet, bunu gerçekleştirmek için harekete geçebilir. Gelecekteki olayların gidişatını belirleyen stratejik kararlar alabilir.

Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda, ekonomi hakkında bilgi azdır ve planlama, ekonominin işleyişini daha iyi anlamak için gerekli verileri elde etmek ve analiz etmeyi hızlandırır.

Gelişmekte olan ülkelerde planlama, bölgeler arasındaki büyük kalkınma eşitsizliklerini ortadan kaldırmak için de gereklidir. Ekonomik kalkınmadaki bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi, bölgeler arasında yatırım yapılabilir kaynakların akışını gerektirir.

Yani, kaynakların optimum dağılımını ve ekonomik büyüme ve kalkınmayı sağlamak için tamamen piyasa mekanizmasına güvenmenin dışında, Devlet, uygun ekonomik planlama yoluyla aşağıdaki şekillerde önemli rol oynar:

Gelişmekte olan ülkelerdeki pazarlar, yaygın kusurlarla karakterizedir. Ürün pazarları, tekeller, oligopol ve diğer kusurlu pazar biçimleriyle karakterize edilir. Bu piyasa biçimleri altında, firmalar üretimlerini kısıtlayarak fiyatı etkilemek için çok fazla pazar gücüne sahiptir. Bu pazar gücünün kullanılması, firmalar ölçeğe göre artan getirilerden hoşlandıklarında daha yaygındır.

Bu piyasalardaki fiyatlar, sosyal değerlerini yansıtmaz ve marjinal üretim maliyetinin üzerinde belirlenir ve bu nedenle sosyal olarak optimum çıktıdan daha azına yol açar. Bu bakımdan, Hükümetin,bazı temel ürünlerin fiyatlarını düzenlemesine ihtiyaç vardır. Ayrıca Rekabet Kurulları, birleşmeler ile tekellerin ortaya çıkmamasını veya kartel oluşumuna yol açılmamasını sağlar.

Gelişmekte olan ülkelerdeki bir diğer önemli pazar kusuru, bilgi eksikliği ve hem üreticilerin hem de tüketicilerin karşılaştığı belirsizliğin varlığıdır. Joseph E. Stieglitz haklı olarak, piyasaların rekabetçi olsalar bile, bilgi eksik veya asimetrik olduğunda neredeyse hiçbir zaman verimli olamadıklarını vurguluyor. Asimetrik bilgi ile, piyasadaki iki tarafdan birinin, satılan mal, hizmet veya finansal teminat hakkında tam bilgi sahibi olduğu, diğer tarafın bu konuda gerekli bilgilere sahip olmadığı kastedilmektedir. Stieglitz’e göre, bu asimetrik bilgi, 2008’de konut balonunun patlamasıyla ABD’de finansal krize yol açmada çok önemli bir rol oynadı.

Ayrıca gelişmekte olan ülkelerde, belirlenen faktör fiyatlarının sosyal fırsat maliyetini yansıtmaması nedeniyle eksik faktör piyasaları hakimdir. Sendikaların baskısı altında, emeğe aşırı değer verilir ve üretkenliğinden daha yüksek ücretler ödenir. Öte yandan, yatırımcıları teşvik etmek için, gelişmekte olan ülke Merkez Bankası’nın çeşitli vergi indirimleri, düşük faiz oranı politikaları sonucunda sermaye, kıtlık değerine göre değerinin altında tutulur. Emeğin aşırı değerlenmesi ve sermayeye az değer biçilmesi, emek işsizliğinde artışa neden olan sermaye yoğun üretim tekniklerinin kullanılmasına yol açar. Aynı şekilde, gelişmekte olan bir ülkenin ulusal para biriminin döviz kuru aşırı değerlenebilir, bu da ihracatı caydırır, ithalatı teşvik eder ve bir ülkenin ödemeler dengesi güçlüklerine neden olur.

Yukarıdan, gelişmekte olan ülkelerin ürün, faktör ve döviz piyasalarındaki eksikliğin ekonomik verimsizliğe veya Pareto iyimserliğe (üretici, tüketici ve faktör sahiplerinden birinin durumunu kötüleştirmeden bunlardan bir başkasınınkinin durumunu iyileştirmenin mümkün olmadığı kaynak tahsisi durumu) yol açacağı ve bu nedenle maksimum sosyal değere ulaşamayacağı açıktır. Bu nedenle, Devletin rolü, eğer ekonomik verimlilik hedefine ulaşılacaksa, bu fiyat çarpıklık faktörlerinin ortadan kaldırılmasını gerektirir.

KAYNAK:

Britanica.com

Need for Planning in Developing Countries, Article Shared by Ayesha J, economicsdiscussion.net

What is Economic Planning? Article Shared by Nipun S ,economicsdiscussion.net

Diğer.

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.